KANKO, SAĞLIKTA ŞİDDET KONUSUNU MECLİS GENEL KURULUNA TAŞIDI!

Kanko Uyardı; Türkiye nüfusunun 10 katı yük maalesef sağlıkçıların ve hekimlerimizin omuzlarında!

KANKO, SAĞLIKTA ŞİDDET KONUSUNU MECLİS GENEL KURULUNA TAŞIDI!

Kanko Uyardı; Türkiye nüfusunun 10 katı yük maalesef sağlıkçıların ve hekimlerimizin omuzlarında!

“Muayene süresinin 5 dakikaya indiren Hükümetin uyguladığı yanlış sağlık politikaları yüzünden sadece 2022 yılında 1. 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşlarına başvuru sayısı 854 milyona çıkmış. Türkiye nüfusunun 10 katından fazla yük maalesef sağlıkçıların ve hekimlerin sırtında. Bu yoğun ve ağır iş yükü, kötü çalışma koşulları maalesef sağlıkçılar tükenmişliğe sürüklediği gibi bu olumsuz çalışma koşulları ise vatandaş ve sağlık çalışanlarını pek çok kez karşı karşıya getirmektedir.”

TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi ve CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, son dönemlerde giderek artan sağlıkta şiddet konusunu TBMM Genel Kuruluna taşıdı.

Sağlık çalışanlarına ve hekimlere yönelik son yıllarda giderek artan sağlıkta şiddet vakalarına dikkat çeken Kanko, Mecliste milletvekillerine yaptığı konuşmada; “Bugün sizlere Türkiye’nin gündemine sık sık gelen ancak pek önemsenmediği için adeta magazinleştirilmiş olan acı bir soruna tekrar değinmek istiyorum” dedi.

1 Milyon 360 Bin Sağlık Çalışanının Amacı Vatandaşın SAĞLIĞI!

Son 45 günde sağlıkçılara ve hekimlere karşı yapılan saldırıları sıralayan Kanko, Genel Kuruldaki konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

“20 Ağustos; Gaziantep’te 20 kişi doktora saldırdı.

7 Eylül; Gaziantep’te sağlık personeli 16 yerinden bıçaklandı.

10 Eylül; Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesinde hasta yakınları ile güvenlik görevlileri arasında çıkan arbedede güvenlik görevlisi kalp krizi geçirerek yoğun bakıma kaldırıldı.

13 Eylül; Samsun Eğitim Ve Araştırma Hastanesinde Hekime silahlı saldırı.

14 Eylül; Hatay Defne Devlet Hastanesinde 11 haftalık hamile olan Dermatoloji Uzmanı Hekime hasta yakınları saldırdı.

29 Eylül; Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yabancı uyruklu Hekime beyaz önlük giydiği için saldırıldı.

1 Ekim; Ankara Eğitim Araştırma Hastanesinde silahla ateş edildi ve kıl payı herhangi bir yaralanma olmadı.

6 Ekim; Kocaeli’nin Körfez İlçesinde görevli 3 hekime hasta yakınları saldırdı. Bu hekimlerden birisi bayılana kadar boğazı sıkıldı. Bayıldıktan sonra bırakıldı. Diğer bir hekim arkadaşın kolu kırıldı. Ayrıca bu arkadaşımızın da boğazı sıkıldı ve boğaz kemiği kırıldı. Saldırıya uğrayan hekimler hastaneye kaldırıldılar.

7 Ekim; Şanlıurfa’da eşine iğne yapan hemşirenin erkek olması nedeniyle hastanın kocası hemşireye saldırdı ve hemşirenin burnunu kırdı.

Bu verdiğim örneklere baktığımızda sağlıkçılara yapılan şiddetin sıklığını ve derecesini anlatabilmiş olduğumu düşünüyorum.

Sağlık hizmeti insanların huzur ve mutluluğu için vazgeçilmezdir. Ülkemizde bulunan toplam 1.360.000 sağlık çalışanının amacı da vatandaşımızın sıhhati, mutluluğu ve yaşam kalitesini arttırmak için çalışmaktır. Ne yazık ki ancak hekim meslektaşlarım ve sağlık çalışanları şiddet nedeniyle artık hayatlarını güvende hissetmiyorlar.

Özellikle son zamanlarda artan hasta yükü ve itibarsızlaştırmayı gündeme getiren “GİDERLERSE GİTSİNLER SÖYLEMİ” vatandaşlarımızın hekimlik mesleğine ve sağlık çalışanlarına bakışını olumsuz etkilemektedir.

2021 yılında 316 sağlıkçıya, 2022 yılında 422 sağlıkçıya şiddet uygulanmıştır. Yani sağlıkta şiddet 1 yılda %60 artmıştır. Ne yazık ki bu şiddetin 4’te 3’ünün aktörü hasta yakınlarıdır. 2023’te ise ilk 6 ayda 9035 beyaz kod verilmiş ve bunların 7066 tanesi ciddi sayılabilecek şiddet vakası olarak değerlendirilmiştir. Yani 2023 yılının ilk 6 ayında ortalama günde 50 beyaz kod uyarısı verilmiştir.

1990 yıllarındaki şiddet vakalarında sayı bu kadar yüksek değilken ve aynı zamanda şiddet vakalarının ağırlığını sözel şiddet oluştururken, bugün ne yazık ki sayı artışı olduğu gibi fiziksel şiddet oranı da aşırı derecede artmıştır.

Yapılan bir araştırmada bir yıl içinde sağlıkçıların %60’nın şiddete maruz kaldıkları saptanmıştır.

Şiddete neden olan olaylar başta kamu yönetiminde olan kişilerin itibarsızlaştırıcı söylemleri, sosyal medyada  “ biz eskiden doktora gidemiyorduk şimdi ise doktoru bile dövebiliyoruz” gibi davranışları ön plana çıkarmıştır” ifadelerini kullandı.

İktidar Uyguladığı Yanlış Politikalarla Sağlık Sisteminin Dengesini Bozdu!

“Mevcut iktidarın sağlıktaki politik ve keyfi uygulamaları sonucunda sağlık personeli aşırı iş yükü altında bırakılmıştır. Performans sisteminin getirilmesi, sağlıkta değişim politikalarının hastayı müşteri, hastahaneleri de alışveriş merkezi gibi görmesi, geçmiş yıllarda özellikle üniversite hastanelerinin bir işletme mantığı ile yönetilmesi, zarar etmemesi gerektiği belirtilmiştir. 2022 yılın da bu motivasyonla toplam sağlık takibi 854 milyona çıkmış, hastaneye başvuru sayısı artmış ve sistemde kilitlenme olmuş ve muayene süreleri 5 dakikaya kadar düşmüştür.

Son zamanlarda tüm milletvekillerinin günlük iş yükünü oluşturan randevu ve tedaviye ulaşım zorlukları meydana gelmiştir. Gündüz normal poliklinikten sıra alamayan veya ilaç veya diğer katkı paylarını ödemek istemeyen ya da ödeyemeyen hastalar acil servisleri gece boyunca çalışan normal poliklinik haline çevirmiş ve acil servislere yıllık başvuru sayısı 50 milyona dayanmıştır. Bu iş yükü artışı, hasta ve hasta yakınlarının beklentilerini karşılayamadığı için şiddete yönelim artmıştır.

Ancak ne yazık ki bu aksamaların nedeni olarak sağlık çalışanlarının hedef gösterilmesi şiddet direkt onlara yönelmiştir.

Sağlıkta şiddet yasasına rağmen şiddete karışanların %70-80’i adli mercilerce serbest bırakılması failleri suç işleme konusunda cesaretlendirmektedir.

Ülkemizde gelecek göremeyen tüm gençler gibi, başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanları, öncelikli olarak Avrupa olmak üzere, Amerika, Kanada, İngiltere’ye gitmekteler. Bu şiddet olaylarının artışı meslek çalışanlarının gitme isteklerini daha da arttıran bir faktördür.”

SAĞLIKÇILARIN İŞ YÜKÜ AZALTILMALIDIR!

“Sağlıkta şiddete neden olan temel etmenler ortadan kaldırılmalı, koruyucu ve önleyici çözümler bulunmalı, kınamacı yaklaşımlar dışında daha reel çözümler hayata geçirilmelidir. Kovid döneminde kabul edilen sağlıkta şiddet yasası birçok yönden eksik olmasına rağmen, kamu otoritesi ve adli merciler bu yasada bahsi geçen önlemlerin kesin, net ve kararlı bir şekilde uygulanması için tavır almalıdırlar.

Burada TBMM’ye düşen görev ise sağlık çalışanlarının onurlu mücadelesine hakkettiği değeri vermesi ve yaşadıkları şiddetin durdurulması için harekete geçmesidir. Yaşanan olaylar sağlık çalışanlarını sarsarken korku ve paniğe neden olmaktadır.

Sabah evden çıkan sağlıkçılar ailesiyle vedalaşarak çıkma durumuna gelmişlerdir. Sağlıkçılar “susma sustukça sıra sana gelecek” sloganını yaşamaktadırlar.

Türk Tabipler Birliği’nin taslak haline getirdiği şiddete karşı yasa taslağı hayata geçirilmeli.

Sağlık siyasi malzeme olmaktan çıkarılmalı.

Cezalar caydırıcı olmalı.

Sağlık kurumlarına giriş çıkışlarda önlemler arttırılmalı.

En önemli olarak ta şiddetin artmasını tetikleyen, Sağlıkta Dönüşüm Programı revize edilmelidir ve sağlıkçıların iş yükü azaltılmalıdır.

Bu kürsüden, geçmişten bugüne kadar hayatını kaybetmiş meslektaşlarımın isimlerini saymak istiyorum: Doçent Doktor Edip Kürklü, Profesör Doktor Göksel Kalaycı, Doktor Ali Menekşe, Doktor Ersin Aslan, Doktor Melike Erdem, Doktor Aynur Dağdemir, Doktor Kamil Furtun, Doktor Hüseyin Ağır, Profesör Doktor Said Berilgen, Doktor Fikret Hacıosman, Hemşire Ömür Erez, Doktor Ekrem Karakaya'yı saygıyla ve rahmetle anıyorum.

Kısacası şunu söylemek istiyorum. Sağlıkçılar, yaşamak ve yaşatmak istiyorlar.” İfadelerini kullandı.  

Körfez Gazetesi

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER

banner5