2011 yılında Suriye'de başlayan iç savaşın faturası "Biz ensarız, onlar muhacir" zihniyetinin, din kardeşliği kisvesi altında Türk milletine kesilmiştir. Nasıl olur da bu din kardeşleri Kerkük’e ses çıkarmaz, Doğu Türkistan’a göz yumar anlamış değiliz.

Türkçüler, ilk günden beri süregelen tehlikeyi sezip gereken önlemlerin
alınması için canla başla mücadele ediyor. Türkçüler; Türk milletinin istiklal müdafaasında, 1000 yıl önce Çin’de nasıl savaştıysa,  100 yıl önce Çanakkale’de nasıl savaştıysa  bugünde aynı ruh ve şuurla bu vatan toprağı için savaşını her daim sürdürecektir.

Bugün sayısı 13 milyonu aşan kaçak ve sığınmacılar, güvenlik zaafiyetini yıkmaya çalışıp; toplumun demografisini, kültürünü ve ekonomik yapısını her geçen gün süratle bozmaktadır. Biz Türk milletinin savunucuları olarak buna asla geçit vermeyeceğiz.

Allahın yolunu kitabında değil şeyhlerde hocalarda arayanlar,
Ayşegül Aydın ve nice canlar katledilirken sesi çıkmayanlar,
“Sığınmacılara faşizm uygulanıyor” diyerek özgürlük, eşitlik ve entegrasyondan bahsedenler,
Gizli foncular, klavye delikanlıları, kürsü sahtekarları, koltukçu hainler;
İyi dinleyin:

Köy köy, sokak sokak, şehir şehir;
Uyuyan devi uyandırdınız!
Bu bedellerin, bu canların hesabını soracak milli şuur kapde ıda.  

Bütün bunlar olurken, avrupa’ya gelen sığınmacıları Türkiye’ye sıkıştırmaya çalışan avrupa zihniyetine şunu da anımsatalım:
Türk’ün zamanında yaptıklarını hatırlatır, her yüzyıl uğraşıp başaramadıkları kaidenin devam edeceğini bilmelerini isteriz.

Çünkü, Türk vatanı tatil beldesi değil
Çünkü, Türk vatanı sahipsiz ve öksüz değil

Ne Amerika ne Rusya ne Çin
Her şey Türklük için!

Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet

Kamuoyuna duyurulur…"